'Yüksek işsizlik en az dört yıl daha sürecek, derin yoksulluk ile yüz yüzeyiz' - Prof Gürsel

Share:

Listens: 0

Sıcak Takip

Miscellaneous


Türkiye’de giderek derinleşen ekonomik krizin yansımaları her geçen gün daha fazla belirginleşiyor. Enflasyon, işsizlik ve TL’nin değer kaybı en belirgin göstergeler. Koronavirüs pandemisinin etkileri ise yaşanan krizi hızlandırarak derinleştirdi. Türkiye’de artık yoksulluğun ötesinde açlık konuşulmaya ve görülmeye başlandı. Derin yoksulluk içerisinde yaşamak zorunda kalan insanlar bir kaç yıl öncesine kadar binli rakamlarla ifade edilirken bugün bu rakam onbinleri geçti. Ahval Genel Yayın Yönetmeni Yavuz Baydar, Türkiye’de artan yoksulluk ve işsizlik meselesini konuğu ekonomi profesörü Seyfettin Gürsel ile masaya yatırdı. Sıcak Takip’te öne çıkan başlıklar şöyle: Başta şunu belirtmek isterim, birçok kurum ve kişi çok fazla işsizlik rakamı, oranı yayınlanıyor. Benim işgücü piyasasında gidişatı izlemek için tercih ettiği güvendiğim rakam tarım dışı işsizlik oranıdır. Mevsim etkilerinden arındırılmış... Bence gidişatı en iyi gösteren rakamlar bunlar. İşsizlik oranını da tam olarak merak edenler için söyleyeyim. Eylül döneminde yüzde 14,8’idi yüzde 14,9’a çıktı. Neden dondu, neden böyle bir rakam geldi? Çünkü şöyle özetleyeyim:2018 Şubat’ından itibaren Türkiye’de işsizlik yeniden artmaya başladı. Bu inşaat sektöründeki balonun patlamasıyla kendini gösterdi ve nihayetinde tarım dışı işsizlik oranı yüzde 16’ının üzerine çıktı. Bunun üzerine malum koronavirüs pandemisi geldi ve işgücü piyasasını alt üst etti.Rakamla özetleyeyim; tüm alınan önlemlere rağmen yani işten çıkarma yasaklarına rağmen tarım dışı istihdamda 2 milyonluk bir kayıp oldu. İşsiz sayısı ise 155 bin olarak açıklandı, ne oldu da böyle oldu? Çünkü işini kaybedenler bu koşullarda iş bulamam deyip iş aramayı bıraktı. Bu insanlar TÜİK anketinin “çalışmayı arzu edip iş aramayan” grubunun oluşmasına sebep oldu. Tam 2 milyon kişiden bahsediyoruz. Bu buzdağının görünen kısmı var birde görünmeyen kısmı var… 2018 yılından bu yana 3 yıldır Türkiye yüksek işsizlik içerisinde yaşıyor ve bu ilk defa oldu. Bundan önceki krizlerde de işsizlik patlamaları tabii ki yaşandı ama bunlar aşağı yukarı 2 yılda toparlandıla, bu sefer ilk defa düşük büyüme patikasına hapsolmuş durumda ve bunun sonucunda yüksek işlikte 3 yılı dolduracağız ve kötü olan daha da böyle devam edecek olması. Buzdağının altındaki iki noktaya işaret etmek istiyorum. İş aramayıp çalışmak isteyenlere bir kaç yüzbin kişi daha eklendi. Hizmet ve inşaat sektöründe istihdam azalıyor, sanayide artış devam ediyor. Ama hizmet sektörü de 70 bin kişilik bir kayıp yaşandı şimdi bunun üzerine lokanta ve cafelerin kapatılmasını eklediğimizde belli ki bir sonraki rakamlarda kayıp daha da büyüyecek. İşsizlik daha da artacak. Türkiye 4-5 yıl yüksek işsizlikte yaşamış olacak ama bu korkunç bir yoksullaşmayı getiriyor. Derin yoksulluk çok yaygın oluyor… Kadınlara gelince özetle; Kadınların iş gücü piyasasına katılımında 5 yıl geriye gittik. Mart 2019’da yüzde 35,2 idi şimdi yüzde 30,7 oldu. Bu pandemide belli ki birkaç milyon kadın bir anda iş gücü piyasasından koptu ve ne zaman dönecek? Kadınların çalışmadığı bir ülkede ekonomik refaha ulaşmak zaten mümkün değil…